Dünyanın pek çok kültüründe, insanların bedenden bağımsız olan bir ruha(genellikle de ölümsüz bir ruha) sahip olduklarına dair bir inanış vardır.Yunan filozoflar ruh ya da psişeyi, bizim mantık yürütülmemizi sağlayan merkezimiz olarak gördü ki günümüzde biz buna '' akıl '' adını veriyoruz.
Aristo ve onun takipçileri,beden ve ruhu ayrılmaz bir bütün olarak görürken, Plato psişeyin sonsuz idealar dünyasına ait bulunduğuna ve bedenlerimizin içinde yaşadığı materyal dünyadan ayrı olduğuna inandı.
Daha sonra ki filozoflar, özellikle de İslam Dünyası alimlerinden ibni sinan ile Büyük matematikçi ve filozof Rene descartes, manevi zihnin ve maddi bedenin birbirinden ayrı mevcudiyetler olduğunu ileri sürdüler. 1949 yılında Gilbert Ryle, beden ve '' makinedeki hayalet '' olarak görünen ruhun birbirinden bağımsız olduğu düşüncesine reddeterek, söz konusu zihnin-beden ikiliğine meydan okudu.
Daha yakın zamanlarda,bilgisayar teknolojisi faydalı bir kıyas oluşturdu: Beyin ve Zihin tıpkı donanım ve yazılım gibi düşünülebilir; farklı ancak birbirlerine bağlıdır.
0 Yorumlar