Psikolojinin bilimin bir dalı olarak kabul görmesini önünde ki en büyük engellerden biri de zihnin soyut dogası oldu. Psikoloji bilimsel bir temele saglayabilmek adına psikologların gözlem ve deney gibi bilimsel yöntemleri benimsemeleri gerekti.
Yalnızca kendi zihinlerimize dogrudan erişimimiz olduğu için, Zihinsel süreclere dahil gözlemlerimiz iç gözlemsel ve mecburen yanlıydı ancak bilim, tarafsız bir yaklaşım talep ediyordu.
Davranışçı psikologların benimsediği çözüm, zihnin nasıl çalıştığını incelemeye dair bir girişimi içermediğinden, onlar bu durumu davranışlarda kendini gösteriş biçimini gözlemleme yoluna gitti. Hayvanların ve insanların davranışları gözlemlenebildiği gibi, bir hayvanın belirli bir duruma verdiği davranışsal tepki de deneyleri tekrar edilebilmesine olanak tanınan katı laboratuar koşulları altında incelenebildi.
Bu tarafsız ve bilimsel yaklaşım sayesinde davranışçılık ve davranışçılıgın uyaran ve tepkilere dair teorileri, yirminci yüzyılın ortalarına dek deneysel psikolojiye hakimiyeti altına aldı.
0 Yorumlar